T. rex’in gizemli kökeni aydınlandı

Tyrannosaurus Rex’in Kökeni ve Göçleri Üzerine Yeni Bir Araştırma

Son yıllarda yapılan araştırmalar, T. rex’in atasal kökenlerinin Kuzey Amerika’da olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, T. rex’in Asya’da yaşamış olan yakın akrabaları Tarbosaurus ile daha fazla genetik benzerlik taşıdığını belirtiyor. Bu durum, uzun yıllar boyunca T. rex’in sadece Kuzey Amerika’ya özgü bir tür olduğu düşüncesini sorguluyor.

2024 yılında New Mexico’da keşfedilen Tyrannosaurus mcraeensis fosili, T. rex’ten yaklaşık 6 milyon yıl daha eski olarak tarihlendi. Bu durum, bazı bilim insanlarının Kuzey Amerika’daki büyük gövdeli tiranozorların kökeninin burada olabileceği yorumunu getirdi. Ancak Morrison’un ekibi, bu fosilin yaş tahminlerinin ve sonuçlarının yeterli veri ve teknolojiye dayanmadığını düşünüyor.

Yapılan yeni çalışmada, fosil kayıtlarındaki boşluklar, dinozor evrim ağacı ve dönemin iklim ve coğrafya verileri modellenerek türlerin kıtalar arası hareketi incelendi. Bu modellemeler, T. rex’in soyu olan tiranozoridlerin Asya’dan Kuzey Amerika’ya geç Kretase döneminde göç ettiğini ve burada, Laramidia adı verilen kara parçasında Tyrannosaurus cinsinin ortaya çıktığını gösteriyor.

Bununla birlikte, araştırma sadece tiranozorlarla sınırlı değil. Megaraptorların da yaklaşık 120 milyon yıl önce Asya’da ortaya çıktığı ve daha sonra Avrupa ve güney süper kıta olan Gondwana’ya yayıldığı belirtiliyor. Henüz Avrupa veya Afrika’da bu türe ait fosillere rastlanmamış olmasına rağmen, bu göçün izlerinin diğer bölgelerde bulunduğu görülüyor.

Dönemin iklimsel değişimleri, evrimde önemli bir rol oynamış olabilir. Yaklaşık 92 milyon yıl önce iklimin soğumasıyla birlikte hem tiranozoridler hem de megaraptorlar büyük boyutlara ulaşmış olabilir. Ancak araştırmacılar, bu büyümenin doğrudan iklimle bağlantılı olmadığını düşünüyor.

Paleontolog Charlie Scherer’e göre, “Bu türler, 90 milyon yıl önce yok olan devasa carcharodontosaurid yırtıcıların ekolojik boşluğunu doldurmak için bu kadar büyüdü.” Bu durum, tiranozorların evrimsel süreç içinde zirve yırtıcılar olarak kendilerine yer bulmalarını sağlamış olabilir.

Related Posts

Minik eskrimci Cihangir gözünü olimpiyatlara dikti

Samsunlu 10 yaşındaki eskrim sporcusu Cihangir Pehlivan, ilk uluslararası turnuvasında altın madalyaya uzanarak, 2032 Yaz Olimpiyatları için büyük bir hedef koydu.

Bilim insanları yeni bir kauçuk türü üretti: 10 kat daha sağlam

Harvard Üniversitesi John A. Paulson Uygulamalı Bilimler ve Mühendislik Fakültesi’nden Prof. Zhigang Suo liderliğindeki bilim insanları, doğal kauçuğun en büyük zayıflığı olan çatlamaya karşı direncini radikal şekilde artıran bir yöntem geliştirdi …

Voyager 1’den haber var: 21 yıl sonra hayata döndü

NASA’nın Jet Propulsion Laboratory (JPL) tarafından yürütülen Voyager görevi, 1977’den beri uzayda aktif olan en uzak ve en eski insan yapımı uzay araçlarını temsil ediyor. Voyager 1, Güneş Sistemi dışındaki yıldızlararası boşluktan veri göndermeye …

SoundCloud’un yapay zekâ hamlesi tepki topladı

SoundCloud, Şubat 2024’te kullanım koşullarını sessizce güncelleyerek kullanıcıların yüklediği içeriklerin yapay zekâ modellerinin eğitimi için kullanılabileceğini belirtti. Ancak platform, sanatçı içeriklerinin henüz bu amaçla kullanılmadığını …

Dünya merakla bekliyor: Sovyet uydusunun hangi ülkeye düşeceği belli oldu

Kontrolden çıkan bir Sovyet uzay aracı Pazar sabahı Dünya’ya çarpmaya hazırlanıyor. Hangi ülkeler risk altında ve Türkiye bu listede yer alıyor mu diye merakla beklenirken uydunun hangi ülkeye düşeceği belli oldu. İşte detaylar…

Yapay zeka ile yeni bir tıp çağı başlıyor! Hayat kurtarma yarışı

Londra merkezli DeepMind’ın geliştirdiği AlphaFold yapay zeka sistemi, biyolojinin on yıllardır çözülemeyen en büyük problemlerinden biri olan protein katlanma sorununu büyük ölçüde çözerek bilim dünyasında tarihi bir dönüm noktası oluşturdu …